3 Kasım 2012 Cumartesi

Ağlatan Qafenin Hikayesi..!

Ağlatan gafe'nin hikayesi cok ama cok eskiye dayanir, yer ve mekan bilinmemektedir. Uzun yillardir calinir, sozleri yoktur.. Notalar anlatir yaşanmiş duygulari ve o imkansiz ama bir o kadar da tutkulu olan bir aşki...
Melodi dile gelir, eger calan biliyorsa hikayesini... 

Ve şoyle başlar bu imkansiz ve bir o kadar da acikli aşk, 
-Cevrenin sayilan soylu ailenin tek kizinin guzelligi ve asaleti dillere dolaşir, genc delikanli ise soylu olmayan bir ailenin ikinci ogludur. Cesur bir o kadarda mert ve savaşci bir erkektir. Kiz ve delikanli birbirlerine sevdalanirlar. Kizin ailesi bu ilişkiyi onaylamamaktadir gencin ailesinin soylu olmadigini gerekce olarak one surerler. 
Kizin guzelligi tum ulkede anilmaya başlar ve zamanin rus çarı kizin methini duyar kizi gormek icin koye gelir ve hayran kalir. Kizin babasindan kizi ister baba şaşkindir, buyuklere haber salinir herkes ulu kestane agacinin altinda toplanir, tartişilmaya başlanir ve sulalenin ileri gelenleri çarın arzusunu kabul edilemez bulur bir çara verilecek kizimiz yoktur denir. 
Çar haber salinir bizde sanan verilecek kiz yoktur diye... Koskoca çar sinirlenir ve nasil bir sozdur der kabul edilmez bulur. Kizi kacirmak icin yola cikar.. 
Genc delikanli ise olanlardan habersiz aşki icin agitlar yakmakta ve kavuşacaklari gunun hayali ile gunleri eksitmekte, kiz ise caresiz aşki icin hergun aglamakda ve baba sozu ile aşki arasinda kalmakdan zorlanmaktadir. 
Carin kizi kacirmak isteyişini haber alan buyukler careler peşindedirler derken kizi sevdigi delikanliya vermeyi uygun bulurlar ve çara vermektense ;soylu olmasada bir dagliya gelin etmek daha iyidir diye duşunurler... Bir an once dugun hazirliklarina başlanir, atlilar dort bi yana dagilir, haberler salinir, tum eller dugunumuz var diye. 
İki gencin kalbi kavuşacak olmanin heycani ile atmaktadir. Dugun gunu gelip catar dort bir yandan gelen misafirler agirlanir, eglenceler başlar... 
Car coktan gelmiş ve pusuda adamlari ile hazir vaziyette kollamaktadir her bir yani ve çarın bir emriyle tum adamlari kizi kacirmak icin dugun meydanini basarlar ve kizi alip daga kacarlar ardindan delikanli peşlerine duşer çarın elinden sevdigini alacakdir dinlemez hicbir soyleneni aklinda tek sevdigi vardir... 
Kiz caresiz yalvarir birakmalari icin, çar gulerek izin vermeyecegini soyler derken ucurum kenarindan gecerken kiz ;senin olmaktansa olmeyi yeglerim; diyerek kendini ucurumdan boşluga birakir ve delikanlinin gecmekde oldugu yola duşer, delikanli koşar sevdiginin yerde yatan cansiz vucudunu kucaklar ve koye geri doner... 
Koy matem havasindadir cenaze hazirlanir ve kizi mezarliga goturenlerin ardindan yurur delikanli ve agzinda mizikasi ile başlar melodi calmaya. O gunden sonra ne genc delikanliyi goren olur ne de çarı... 
işte bu melodi eskiden sevdalilarin karşilikli oynadiklari oyunda biz sevdaliyiz haberiniz olsun manasina gelirmiş. şimdiler de oynayanlar anlamani bilmedigi icindir ki dikkat etmeden oynanmaktadir cunku agir ve yavaş hareketlerle oynanir. 

Son soz  olarak; Oynarken dostlar iki sevdali gibi oynayin ki sizler oynarken bedenleriniz de can bulsunlar......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder